Alzheimer hastalığı, sıklıkla 60 yaş ve üstünde görülür. 65 yaşından sonra Alzheimer hastalığına yakalanma riski giderek artar.
Alzheimer hastalığının ilk evrelerinde belirtiler sıklıkla yaşlılık unutkanlığı ile karıştırıldığından erken fark edilememekte ve hastalık ilerledikçe unutkanlığın ve davranış değişikliklerinin (hırçınlık, içe dönüklük, şüphecilik gibi) artması ile aile tarafından fark edilmektedir. Hastalık, erken dönemde fark edilmezse tedavisi güçleşmektedir.
Alzheimer hastalığının ilk evrelerinde, hastalar yeni bilgileri öğrenmekte güçlük yaşarlar. Eski bilgileri de unutmaya başladıkları için günlük işlevlerde, evlerin ve eşyaların yerini bulmakta, parayı kullanabilmekte, yakınlarının ismini hatırlamakta zorlanırlar. Yıl, ay, gün gibi zaman ile ilgili bilgileri kaybolmaya başlar. Bazen bu aşamada depresyon tanısı konabilir, depresyon ilaçlarının kullanılması gerekli görülebilir ve bu ilaçlar hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. Depresyon tanısı alan ve depresyon tedavisi gören hastanın Alzheimer hastalığına sahip olabileceği düşünülmeyebilir; bu durum sık karşılaşılan ihmallerden biridir.
Alzheimer hastalığının orta evrelerinde, günlük yaşam aktivitelerinde (giyinme, yıkanma, tuvalet temizliği, diş fırçalama gibi) giderek daha fazla yardıma ihtiyaç duyulur.
İleri evrelerde, hayal görmeler, aşırı gerginlikler, şüphecilik, ciddi uyku bozuklukları nedeni ile hastanın özel bir bakımevine yerleştirilmesi düşünülebilir.
Bunama türleri arasında en sık rastlanan Alzheimer hastalığının erken tanısı için nörolojik muayene, görüntüleme tetkikleri ve nöropsikolojik değerlendirmeler gerekmektedir.
Alzheimer’ın tedavisi için tüm evrelerde hastalığın ilerlemesini geciktiren- yavaşlatan ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar hastalığın seyri ve kullanım şekline göre seçilir.