Trigeminal Nevralji
Trigeminal nevralji olabilecek en şiddetli ağrılardan biri olarak bilinir ve otuz yaş altında çok nadir olarak görülür. Hastayı, günlük aktivitelerini, hatta yaşamsal işlevlerini dahi yapamaz duruma getirebileceğinden en kısa sürede tanının konması ve tedavi edilmesi gereken ciddi bir rahatsızlıktır.
Trigeminal nevralji, direkt olarak beyinden çıkan 12 çift sinirden biri olan trigeminal sinirin etrafındaki damarsal oluşumlardaki yapısal farklılıklar ve bozukluklardır. Bunun yanı sıra kemik yapıdaki farklılıklar, kafa içindeki iyi veya kötü huylu kitleler, kafaya alınan darbeler, başarısız diş tedavileri, geçirilen enfeksiyonlar de trigeminal nevralji nedeni olabilirler.
Ağrı, trigeminal sinirin yayıldığı yüz bölgesinde, kısa süreli (birkaç saniye ile bir-iki dakika arası), tekrarlayan, elektrik çarpması tarzındadır. Genellikle yüzün dış kısmında, ağız içinde ağrının başlamasını tetikleyen noktalar bulunur. Bu sebeple hasta bu bölgelere dokunmaz; yüz yıkama, diş fırçalama, hatta yeme gibi işlevlerden kaçınır.
Trigeminal nevraljide tedavisinde ilk basamak ilaç tedavisidir. İlaç tedavisi yeterli ağrı kontrolü sağlayamadığında ya da etkisini yitirdiğinde sinirin iletisinin kesilmesi amacıyla gliserin enjeksiyonu yapılır ya da ağrıyı ileten lifler yakılır. Cerrahi yöntemle tedavide ise beyin sapında sinir üzerindeki baskı ortadan kaldırılır. Hastanın yaşı ve sağlık durumu göz önünde bulundurularak en uygun yöntem hekim tarafından belirlenir
Spastisite cerrahisi
Spastisitede kasların devamlı kasılmış haldedir. Kasılmadan dolayı katı veya gergin olan kaslar yürüme, hareket ve konuşma gibi normal aktiviteleri engeller. Çocuktaki spastisitenin pek çok nedeni olmakla birlikte çoğunluğunu oksijensizliğe bağlı beyin hasarı, beyin travması, inme veya sinir sistemi hasarının çeşitli formları oluşturmaktadır. Belli bazı metabolik bozukluklar da spastisiteye yol açabilmektedir.
Spastisitede uzuvları bükememe, alışılmadık açılarda bükülü kalmış eklemler, kollar veya bacakların çaprazlanması, konuşma problemlerini içeren pek çok belirti mevcuttur. Uzun vadede spastisite, kasların eklemleri büzüp tek bir pozisyonda kalıcı olarak sabitlemesine yol açabilmektedir.
Spastisitede fiziksel terapi önemli bir tedavidir ve semptomların şiddetini hafifletmeye yarayan bir takım eklem hareketi, egzersiz ve germe hareketlerini içeren günlük bir rejimdir. İlaç tedavisi ise ağızdan verilerek ya da direk olarak ilgili bölgeye ilaç enjeksiyonu ile yapılabilir. Şiddetli kronik spastisite için cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi tedavide ortopedi ve nöroloji disiplinleri beraber çalışmalıdır. Ortopedik olarak yapılan tedavide hareket ve esnekliği sağlamak için tendon, kas ve kemik uzatma yöntemlerini içeri. Beyin cerrahları ise spastik uzuvlara bilgi taşıyan duysal sinirleri kesmeyi içeren bir operasyonla tedaviye katkı sağlarlar.
Yüz Seğirmeleri
Yüz seyirmeleri yüzdeki kasların aralıklarla ve ağrısız bir biçimde istem dışı kasılmalarını ifade eder. Tipik olarak gözün etrafında başlar ve daha sonra ağız etrafındaki diğer yüz kaslarına sirayet eder. Seyirmeler bir dakika veya birkaç dakika sürebilir. Seyirmeler çoğunlukla yorgunluk, stres, anksiyete ve heyecan esnasında artarken, istirahat ve uyku esnasında azalır.
En sık 40-60 yaş aralığında görülen yüz seyirmeleri kadınları erkeklere göre iki kat daha fazla etkilemektedir.
Asya kökenlilerde daha sık görüldüğü bildirilmiş olup bunun nedeni bu bölgede yaşayanların beyincik kemiğinin daha dar hacimli olmasıdır. Yüz seyirmeleri genetik geçişli değildir, genellikle başka hastalıkların sonucu ortaya çıkar. Kafa travması, beyin tümörleri beyin damarı hastalıkları ve stres yüz seyirmelerine neden olan dış etkenlerdir.
Yüz seyirmelerinde hafif vakalarda ilaç tedavisi ve botoks sıklıkla uygulanır. Botoks tedavisinin başarısız olduğu durumlarda, ya da ilerlemiş ve klinik vakarlarda cerrahi yöntem tercih edilir.